Çocuk ve Ödev

Çocuklar Neden Ödev Yapmak İstemez?
Birçok anne baba çocuklarının ödev yapmak istemediklerinden ve ödev saatlerinin adeta bir savaş halinde geçmesinden şikâyetçiler. Peki, çocuklar neden ödev yapmak istemiyor ve bu süre hem anne baba hem çocuk için neden bu kadar sancılı geçiyor? Anne babalar çocuklarının, ödevlerini severek yapması için nasıl bir tavır içinde olmalı? Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.

Empati kurun
Aslında anahtar kelime empati kurmak. Anne baba olarak öncelikle çocuklarınızı anlamaya çalışsın. Bir kaç dakika durun ve düşünün! Siz onların yerinde olsanız ne hissederdiniz ve nasıl davranırdınız. Ve size nasıl yaklaşılmasını isterdiniz. Çocuklarınızın bir günlük programını düşünmekle işe başlayalım.

Çocuk, bir yetişkin gibi (anne babasıyla)sabah erkenden kalkıp okula gidiyor ve günün büyük bir kısmını okulda geçiriyor. Okulda ne kadar ders arası olsa da bütün gününü yoğun bir programla geçiriyor ve tıpkı sizin yoğun bir iş gününden sonra hemen eve dönmeyi iple çektiğiniz gibi istediğiniz gibi eve dönmeyi iple çekiyor. Okulun yoğun programıyla yorulan çocuk, eve döndüğünde daha kapıdan içeri girer girmez “hemen ödevlerini bitiriyorsun” gibi “ödev” kelimesinin telaffuz edilmesini veya okulla ilgili herhangi şey duymak istemiyor. Bütün gün evini özleyen çocuk, eve döndüğünde tek istediği biraz olsun okulu unutup, dinlenmek, evde eğlenceli vakit geçirmek. Kısacası evde olmanın tadına varmak istiyor. Bu nedenle çocuk eve döndüğünde o, konu açılmadıkça okulla ilgili bir şey konuşmayın. Eve geldiğinde çocuğunuzu sevgiyle karşılayın ve yeterince dinlenmesine izin verin.

Ne yapması gerektiğini söylemeyin
Sıcak bir “hoş geldin” ile sevgiyle karşıladınız. Peki, sonraki tavrınız nasıl olmalı? Çocuk eve gelir gelmez “ellerini yıka, yemek ye, sonra ödevlerine başla” gibi emir yağmuruna tutulmak istemez ve sizin bunları rutin olarak söyleyeceğinizi bildiği için bu sözlerinize kulaklarını tıkayabilir ve hatta “yine başladı…” diye sizi dinlemez bile. Bu nedenle çocuğunuzun okuldan sonraki zamanında ne yapması gerektiği hakkında hiçbir şey söylemeyin ve evde neler yapması gerektiğine siz değil, o karar versin.

Okul sonrası programına kendi karar versin
Çocuğunuza sorumluk vermeseniz hiçbir zaman büyümeyecek ve sorumluluk almayı öğrenemeyecektir. Bırakın ödevlerini ne zaman yapacağını o düşünsün. Ödev onun, sizin değil. Sizin göreviniz çocuğunuza zorla ödev yaptırmak değil, sadece ödev yapması için motive etmek. Bırakın ödev yapmadıysa sonuçlarına o katlansın ve davranışlarının sonucunu görerek, yaşayarak anlasın ve böylece sorumluluk almayı öğrensin. Bir birey olarak ona saygı duyun ve onun kendi seçimleri olduğunu unutmayın. “ karnın aç mı? Yiyecek bir şeyler hazırlayım mı, yoksa dinlendikten (ya da biraz oyun oynadıktan) sonra mı yemek istersin. İstediğin oyunu oynayabilirsin fakat ödevini yatmadan önce yapmayı unutma olur mu” gibi sözlerle onun sorumluluk almasına ve ödev yapacağı saate kendi karar vermesine izin verin.

Yeterince dinlenmesine izin verin
Çocuğunuz dışarı çıkıp top oynayarak mı, TV izleyerek mi, yoksa arkadaşlarını ziyaret ederek mi dinleniyor, günün yoğunluğunu çıkarıyorsa onunla meşgul olsun. Çocuğunuzu neyin yoracağına, neyin dinlendireceğine yine siz değil, bırakın o kara versin.

Ödevleri akademik başarının kriteri görmeyin
Çocuğunuzun okul başarısının sadece ödevlerini yapmaktan ibaret olduğunu düşüp baskıcı tavır takınmayın. Ödev akademik başarının sadece bir parçası, dersleri dinlemek, anlamak, okula severek gitmek ve arkadaş ilişkileri hepsi bir bütün olarak okul başarısını etkiliyor. Baskıcı yaklaşımınız sadece ödev yamak istememesine neden olamaz, gün geçtikçe okuldan soğumasına da neden olacaktır.

Sadece ödevleri yaptığı için sevmeyin! Koşulsuz sevdiğiniz mesajını verin
Ödev yapmak bir yerden sonra anne babalar için okul başarısı eşittir ödev oluyor ve anne babalar bunu o kadar gündemde tutuyor ki çocuk ödevini bitirince ödül alıyor, bitirmese cezalandırılıyor. Ödev yaparsa sevgi gösterisinde bulunuluyor. Bu öyle bir hale geliyor ki çocuk artık sadece ödevlerini yaptığı için sevildiğini düşünüyor ve ödevlerini yanlış bakmaktan yani sevilmemekten korkuyor ve kendini baskı altında hissediyor. Bu sadece ödevde söz konusu değil. Akademik başarı sevginin tek koşulu olmuş. Çocuk okulda biraz başarısızsa suratlar asılıyor ve seni sevmiyoruz mesajı veriliyor; başarılıysa sen benim “biricik oğlumsun, biricik kızımsın” deniliyor. Çocuklar tıpkı bizim gibi çeşitli nedenlerden dolayı bazı dönemlerde başarılı bazı dönemlerde başarısız olabilir. Önemli olan çocuğunuza her ne olursa olsun “seni koşulsuz seviyorum, sen benim için çok değerlisin” mesajını vermektir. O zaman çocuğunuz “ ödevimi yanlış yaparsam annem babam beni sevmeyecek” korkusundan kurtularak, eğlenerek ödevini yapacak ve kuşkusuz daha başarılı olacaktır.

Destek alın
Bazen çocuğunuza gösterecek sabrınız olmayabilir. Yorgun bir iş gününden sonra ödevler konusunda çocuğunuza yardım edemeyebilir ya da ödevlerine yardım ederken çok sinirli ve sabırsız davranabilirsiniz. Bu tavrınız çocuğunuzu olumsuz etkiyecektir. Bu nedenle çocuğunuza ödevlerini yaparken destek olacak bir başka insan bulabilirsiniz. Bu yeğeniniz, komşunuzun oğlu kızı ya da özel bir öğretmen olabilir. Önemli olan derslerine yardım edecek bilgi ve beceriye sahip, sabırlı ve güler yüzlü birini bulmanız. Bu ödev saatini daha eğlenceli hale getirecektir. Ayrıca bazı ünite konuları size yabancı gelebilir ya da o konuda hiçbir bilginiz olmayabilir. Bu durumda özel öğretmen çocuğunuzun okulda anlamadığı bir konuda da destek olacak ve okul başarısını artıracaktır. Bu çocuğunuzun ödevlerini severek yapmasına yardımcı olmuyorsa mutlaka bir pedagogdan destek alın. Bir defa pedagogun kapısını çalmanız ilerde psikologun, psikiyatrisin kapısını yüzlerce defa çalmanıza engel olacaktır.

Kısaca özetlemek gerekirse çocuğunuzun çocuk olduğunu unutmayın ve ödevlerin çocuğunuzun hayatı değil, hayatında küçük bir ayrıntılı olduğunu unutmayın. Çocuğunuzu akademik başarı için şartlamayın. Bu çocukta baskı ve endişe yaratacak ve derslerine konsantre olmasına engel olacaktır. Hayat okul başarısından ibaret değil. Önce çocuğunuzun ruh sağlığı yerinde mutlu, kendiyle ve arkadaşlarıyla barışık sağlıklı bir birey olarak yetiştirmeyi amaçlayın. Akademik başarı sonradan kazandırılabilinir ama yanlış davranışların etkileri sonradan tam silinemez mutlaka bir iz kalır. Çocuğunuzu “çocuğunuz” olduğu için koşulsuz sevin ve bir birey olarak kendi seçimlerine saygı duyun.

Kurucu, Aile ve Çocuk Danışmanı: Pedagog Sevil Gümüş
(alıntıdır.)

Çocuklara ödev yapma alışkanlığı nasıl kazandırılır?

- Ödev yapma alışkanlığını çocuklarımıza aşılayabilmemiz için öncelikli olarak çocuğa niçin ödev yapılması gerektiğinin ve tamamlamanın neden önemli olduğunun onun anlayabileceği bir dille açıklanması gerekir. Çünkü çocuklar bunu kavramadıklarında ders yapmamak için kendilerince mantıklı sebepler bulup, "Ben zaten bunları biliyorum, bunu yapsam bana ne faydası olacak ki !"gibi yorumlarda bulunup  bu konuda sizinle gereksiz tartışmalara girebilirler. Öğretmenler de verdikleri ödevlerin gerçekten çocuğa  faydalı , onların ayırdığı zamana değecek , onları araştırmaya sevk edecek, fazla uzun olmayan, çocukların kendinden de bir şey katabileceği ve yaratıcılığa sevk eden ödevler olmasına özen göstermelidirler. Her anne-baba çocuğunun özelliklerini iyi bilmeli ve ders ortamı hazırlarken de buna göre bir ortam hazırlanmalıdır. Çocuğun  kendisine ait bir çalışma odasının olması, eğer bu mümkün değilse evin sessiz bir köşesi ona ayrılmalıdır. Çocukların çalışma ortamlarında televizyon, telefon, ışıklı, hareketli dikkat dağıtacak eşyaların olmamasına, odasına fazla girilmemesine dikkat edilmeli, bir süre ders çalışıp bir süre mola vererek çocuğun verimini arttırmaya, ve ders çalışmasından bu şekilde en fazla verim alınmaya çalışılmalıdır. Çünkü çok ders çalışmak değil etkili çalışmak önemlidir. Bazı anne babalar çocuklarından sürekli ders çalışmalarını bekler ve bu konuda çocuklarını sık sık uyarırlar. Bu da çocuğun tepkisel davranmasına sebep olabilir.
En güzel ders programı uygulaması ve uyulması en kolay programdır. Bu nedenle ders programı çocuğun en rahat ders çalıştığı saatlere göre (örn. bazı çocukların zihni sabahları daha açıktır, bazıları akşam saatlerinde daha rahat çalışır) ayarlanmalı, oturduğu yer aşırı rahat veya çok rahatsız olmamalıdır. Okuldan geldiğinde dinlenmek için yeterli süre ayrılmalıdır. Programın yazılı olması, görülebilecek yere asılmalıdır. Gerektiğinde değişiklik yapabilmeye açık olmalı ve programa uyulamadığında kararsız kalmadan yeni bir düzenleme yapılmalıdır. 20-25 dakikalık çalışma aralarda 10'ar dakikalık molalar uygun olabilir. Ancak çocuğun dikkat süresine göre arttırıp azaltılabilir. Dersten sonra kısa bir tekrar bilgilerin kalıcı olması açısından faydalıdır. Ders programı yapılırken çocukla birlikte program oluşturulmalı ancak uygun olmayan önerilerinin neden olmayacağı konusunda makul bir açıklama yapılmalıdır. Örneğin çocuk programına günde 3 saat TV izleme veya bilgisayarla oynama gibi bölümler eklemek isteyebilir. Bu gibi durumlarda net bir tavır sergilenmelidir. Çocuğun uyku ve yemek saatlerinin düzenli olmasına özen gösterilmeli, haftanın belli bir günü tatile ayrılmalıdır.
 
- Ders çalışmak nasıl çekici hale getirilebilir?

- Ödevin kısa bölümlere ayırılması, iki zor ders arasına daha kolay ve yorucu olmayan bir dersin koyulması, çocuğun  hedefine ulaştığında kendini ödüllendirmesi, programına uyduğunda bunu fark ettiğinizin ona hissettirilmesi ve onore edilmesi,  masa başında hayal kurmaya başladığında kalkıp bir dolaşması gibi önerilerde bulunulması faydalı olacaktır. Öğretmenlerin de çocukların yaratıcılığını körükleyen, yazma ağırlıklı olmayan, ilgi çekici bir şekilde sunulan, araştırmaya teşvik eden ödevler vermesi çocuğun daha istekli ders çalışmasını sağlayacaktır. Ödevlerin öğretmen tarafından düzenli olarak kontrol edilmesi çocukların "Ben yapıyorum ama öğretmen bakmıyor, imzalamıyor" şeklinde tepkisine yolacak düşünceleri en aza indirger ve çocuğun ders çalışma isteğini kamçılar.
 
- Ders çalışmaktan sıkılan çocukların aileleri neler yapmalıdır? Sorunun kökeni nasıl keşfedilir?
 
- Bir çocuğun ders çalışırken sıkılması doğal bir durumdur. Ancak çocukta bu durum abartılı bir şekilde yaşanıyorsa, dersin başına hiç oturamıyor veya ödev yapması saatler sürüyorsa, elinden geleni yaptığı halde başarıyı yakalamıyor ve bu nedenle ders çalışmaktan soğumuşsa, evde veya okulda çocuğun ders çalışmasına neden olabilecek çocuğu rahatsız edebilecek faktörler varsa bunların nedenlerini araştırmak ve çözüm bulmak amacıyla bir uzmana danışılması faydalı olacaktır.
 
- Anne-babalar çocukların ödevlerine ne kadar yardım/müdahale etmelidir?

- Çocuklar okula ilk başladıkları dönemlerde ödev yapmakta problem yaşayabilirler. Çünkü  bu onlar için yeni bir görevdir. Ödevlerini nasıl yapacaklarını, bilgiye nasıl ulaşacaklarını bilemeyebililer. Okuldan geldikten sonra bir de ödevle uğraşmak sıkıcı gelebilir.Bu nedenle ailelerin çocuklarına nasıl ders yapacaklarını öğrenmeleri konusunda yardım etmeleri faydalıdır. Ancak yardım etmek çocukları yorulduğunda onların yerine çocukların ödevini yapmak değil, nasıl  yapması gerektiği konusunda bilgilendirmek, sözlüğe nasıl bakacağını, bilgiye nasıl ulaşacağını öğrenmesini sağlamak,  bunları kendi yapabilecek hale gelene kadar yönlendirici olmaktır.

Anne-babalar çocuk bunları öğrendikçe  aşamalı olarak ödev yapma sorumluluğunu tamamen çocuğun kendisine bıralmalı ve anlamadığı, zorlandığı  ve ne yapacağını bilemediği durumlarda ona yardıma hazır olduğu  mesajını vermelidirler.
- Fazla yardımın ne gibi zararları vardır?

- Fazla yardım edilen çocuklar  sorumluluk alma alışkanlığını kazanamaz ve sorumluluklarının başkalarının üzerine yıkma davranışını alışkanlık haline getirebilirler. Yardım veren kişi yanlarında olmadığında başaramayacakları hissine kapılıp, çabuk vazgeçen, yapamadıklarında ağlayan, problem çıkaran çocuklar haline gelebilirler.
 
- Ya da hiç yardım etmemek ne kadar doğrudur?

- Hiç yardım etmemek çocukta zorluklar karşısında desteksiz kalabileceği duygusunu uyandırır. Bu da hayatının başka alanlarında da güvensiz ve korkak tavırların temelini atabilir.
 
- Hangi durumlarda çocuğa özel ders aldırmak yoluna gidilebilir?
 
- Normal zekalı, öğrenme bozukluğu ve dikkat eksikliği gibi problemler yaşamayan, düzenli bir okul hayatı olan  çocuklar genellikle özel ders almadan öğrenimlerini sürdürebilirler. Ancak çocuğun özel bir durumu söz konusuysa, örneğin dikkat eksikliği olan çocuklar sınıf gibi kalabalık ortamlarda verilen bilgileri yeterli alamadığı durumlarda sınıf düzeyinin gerisinde kalabilir. Böyle bir durumda çocuğun özel ders alması daha etkili bir yöntem olarak doktoru tarafından önerilebilir. Özel öğrenme güçlüğü gibi okuma, yazma ve matematik gibi belirli alanlarda zorluklar yaşayan ancak zekasında hiçbir sorun bulunmayan bir grup öğrenci de vardır ki onlar da bu konuda deneyimli eğitmenler tarafından zorluk yaşadıkları konuyla ilgili özel eğitimden fayda görürler. Bir başka grup da zihinsel olarak geri olan ancak normal ilköğretim sınıflarında kaynaştırma olarak devam eden veya daha hafif yetersizlik yaşayan çocuklardır ki bu çocuklar da  belli temel bilgileri daha iyi almaları açısından yine eğitimli öğretmeler tarafından desteklenebilirler. Ama öncelikli olarak çocuğun yaşadığı zorluklar bir uzman tarafından gerekli tetkikler de yapılarak tespit edilmeli ve bu şekilde çocuğa en uygun olan formül uygulanmalıdır.
 
- Arkadaşlarla ders çalışma desteklenmeli midir?

- Arkadaşlarla ders çalışmak  çocuk için hem ders çalışmayı daha zevkli bir hale getirmesi, hem de bilgi alışveriş ortamı yaratması ve çocukların birbirlerinden farklı öğrenme metotlarını bir arada paylaşarak ve yardımlaşarak  öğrenmeyi  sağladığından  faydalı olacaktır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Bazen çocuklar birlikte ders çalışırken konudan kopabilir ve uygunsuz bir ortam ortaya çıkabilir.  Dikkati çok dağınık ve hareketli bir çocuk diğerlerinin de dikkatini dağıtarak ders verimini düşürebilir. Diğerlerine göre daha düşük bir zeka seviyesine sahip bir çocuk diğerlerinin yanında yetersizliklerini daha derinden yaşayıp karamsarlığa kapılabilir. Bu gibi çocuklar kendilerinden daha başarılı ve paylaşmaya açık bir arkadaşıyla ikili olarak daha rahat ve verimli çalışabilir.
 
- Her çocuk her alana karşı ilgili ve başarılı olmayabilir? Çocuklar başarılı olamadıkları alanlarda nasıl desteklenmeli? Nasıl moral verilmelidir?

- Öncelikli olarak anne-babalar çocuklarını çok iyi tanımalı, hangi alanda daha başarılı olabilecekleri konusunda gerçekçi bir fikre sahip olmalı ve çocuktan beklentilerini buna göre ayarlamalıdırlar. Başarılı oldukları konularda çocukları desteklemeli, yetersiz oldukları konularda ise çocukları fazla zorlamamalıdırlar. Çünkü ailesinin beklentilerini karşılayamayan çocuk," Ben zaten hiçbir şey başaramıyorum", "Kimse benden memnun değil" gibi karamsar düşüncelere kapılabilir. Bu da performansının daha çok düşmesine sebep olabilir. Böyle çocuklar arkadaşlarıyla kıyaslanmamalı, başarısız olduğu durumlarda pes etmek yerine yeniden denemesi için yüreklendirilmeli, tabiî ki kapasitesi doğrultusunda.
Meb Haberler
 
Hava Durumu
 
ANKARA İSTANBUL İZMİRmyhosting
Takvim/Saat
 
İsimler ve Anlamları
 
www.dostyurdu.com

DUYURU PANOMUZ

" YENİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA BAŞARI VE MUTLULUK BİZİMLE OLSUN


2011-2012 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA DA EN ÇOK KİTAP OKUYAN İLK 5 ÖĞRENCİYE ÖDÜL UYGULAMASI DEVAM EDECEKTİR.


----------


SAYIN VELİLERİM TEST TAKİP FORMLARI GÖNDERİLMİŞTİR. KONTROL EDEREK FORMLARI TAMAMLAYIP, HER HAFTA PAZARTESİ GÜNÜ GÖNDERMENİZ RİCA OLUNUR


----------


SAYFALARIMIZ FARKLI ZAMANLARDA YENİLENMEKTEDİR. TAKİP EDİNİZ.


----------

 
Toplam 203510 ziyaretçi (443780 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol