24 Kasım Öğretmenler Günü
GEL ÖĞRETMENİM! 
Adım Gülbeyaz, annem hayatta hep güleyim, güzel günler göreyim diye adımı Gülbeyaz koymuş.
Ama keşke, keşke isimler, insanların kaderini değiştirebilseydi. Bura da okulumuz var, tahtamız, sıralarımız, silgimiz, sobamız var
Fakat sen, yoksun Öğretmenim. Bizde Ali' yiz, Ahmet' iz, Ayşe' yiz, Zeynep' iz.
Bu yıl da cıvıl cıvıl bir okul hayal ederek okula koştuk.
Hatta bak, dün akşam ellerimize kınalar yaktık.
Ama sen yoktun Öğretmenim.
Gelseydin, gelseydin çiçeklerle karşılayacaktık seni okulun önün de.
Sen, sıcacık ellerin ile başımızı okşayacaktın, gülen yüzünle gözlerin içimizi ısıtacak.
Küçücük kalplerimiz, o sevgi ile kuşlar gibi kanatlanacaktı.Sonra, sonra sınıflarımıza geçecektik ve biz, evden getirdiğimiz tezeklerle hep beraber sobayı yakacaktık..
Isınacaktık bir güzel..hayata insanlığa güzelliğe ısınacaktık. Öğretmenim.
Ama biliyoruz, bunlar hep hayal ve biz hep içimiz buruk yaşıyoruz Öğretmenim.
Biz bu topraklara bahar getirmenin hayallerini kuruyoruz, fakat sen yoksun ya Öğretmenim. Her tarafta kış var rüzgâr var tipi var,
Ah Öğretmenim ah, Şanlı Ay Yıldızlı Bayrağım kavgaların enkazından, bizlere küskün bakmayacaktı. Gel ki Bayrağımızın gülümseyişi vursun yüzlerimize.
Matemimiz Bayram Olsun..
Bekledik o gün.. Gelen olmadı.
Ve biz. Tekrar evlerimize döndük, Ertesi gün, tekrar okula gittik. Gelmeyeceğini bile bile. Ertesi gün, Daha ertesi gün hep gittik.
Boynumuz bükük kaldı elimizdeki çiçekler gibi. Ne olursa olsun gelmeni istiyoruz Öğretmenim. Evet Öğretmenim gelin, gelin ve bize bizi anlatın.
Siz gelmelisiniz. Görmeyenlere göz, Duymayanlara kulak, Yürüyemeyenlere ayak olmalısınız. Siz gelmeseniz.
Kimden öğreneceğiz insan gibi sevmeyi ve sevilmeyi.
Bizi kim hazırlayacak Türkiye’mize. Keşke, keşke bu hüzünlü film bir an önce bitse.
Işıklar yansa bir de baksak ki sen dört bir yanımız da.
Yükselen karanlıkların dağların tepesinden, dolunay gibi doğmuşsun Öğretmenim.
Bizlere bilgi getirmişsin, kitaplar getirmişsin kucak kucak. Ha.. kitap dedim de aklıma geldi, Öğretmenim.
 Bak sana ne göstericem. Bunu geçen gün trenden atılar.
Ara sıra böyle kitap atıkları da oluyor. Bu kuş uçmaz kervan geçmez köyden.
Bir demiryolun geçmesi. Haftanın iki günü de olsa.. Tren sesinin de duyulması, doğrusu büyük şans.
İşte o günler de biz çocuklar, Trenin sesini duyar duymaz, başlarız ardı sıra koşmaya.
Hem de bütün gücümüzle. Gerçi bu ,tehlikeli bir oyundur, ama olsun..
Trenden atılan gazeteler dergiler, kapanın ellinde kalır,
Sonra, bu eski gazeteleri okuruz bir güzel. Okuruz okumasına da, su magazin sayfaları yok mu?
İşte bunların yüzünden bizim köyde ki kızların neredeyse yarısı, artis özentisi olup çıktılar Öğretmenim.
Ne olur Öğretmenim gel, gel de bizlere hayatın bir magazin masalı olmadığını, anlat.
Özendiğimiz hayatlarının, hazin romanından, söz et bize..
Yıkılan yuvalardan kırık hayatlardan, o arka sokaklardan. 
Sahipsiz çığlıklardan söz aç.
Anlat ki hazan vurmasın yapraklarımıza. Anlat ki yörüngesiz kalmasın bilgilerimiz.
Ne olur Öğretmenim gel, çünkü burada şefkatli parmaklarınızın okşamanızı bekleyen güller var. Bura da gülistanlar var.
Burada her kar tanesi bir gül yaprağını donduruyor.
Bombalar bağrımız da patlıyor şimdi.
Eğer gelirseniz buralar da bahar gelir Öğretmenim.
Kin ve nefretin yerine, sevgi çiçekleri açar.
Biliyorum burası çok soğuk, kışlar çok çetin ama.
Ama senin bizleri sevgin olduğu gibi, bizimde sizi ısıtacak yüreklerimiz var.
Gözlerimiz yollar da, seni bekliyoruz. Gel artık Öğretmenim, ne olur gel.
Bizi daha fazla karanlıkta bırakma, Bizleri karanlığa alıştırma Öğretmenim. Gel…
Ve siz buradakiler;
En çok sevdiğiniz renk halen yeşil ise siyahları fark etmiyorsanız.
Dikenler batmıyor ise ellerinize. Acılar demirlemiyorsa yüreğinize.
Bir oyun havası ise bütün hayatınız. Hadi. Hadi kalkın oynayın, boş verin tıkayın kulaklarınızı. Dinlemeyin bu söylediklerimi. Unutun, unutun gitsin kınalı ellerimi.
Abi, eğer bir kış günü trenle geçersen bu uzaklar köyünden.
O zaman daha iyi anlayacaksın beni, o zaman göreceksin, tipinin, karın dehşetini.
Aaa.. Tren, sizde duydunuz mu trenin sesini,
Çabucak yetişmeliyim, kim bilir kısmetime bir kitap bir gazete düşer bugün.
Gazete, gazete atın bana. Ne olur durun.. Bir gazete atın bana... gazete.
Görüyorsunuz ya abi, bir tren daha geçip gitti. Ama benim için her gün, günlerden umut. İnanıyorum bir gün mutlaka yankılanacak dünyanın her yanın da Gülbeyazların çığlığı.
Semalar kan ağlarken, her şey alt üst, her şey talanken.
 Durur mu Mevlana gönüllü öğretmenler? İnsanlığın baharı, senin elinden Öğretmenim.
Ne olursun gel artık, gel, gel gel öğretmenim

Aşağıdaki bilgiler http://www.memocal.com adresindeki web sitesinden alınmıştır.
 
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
 
AÇIKLAMA -1-
 
Öğretmen; öğretme işini görev edinen kişiye denir. Öğretmenlik bir meslektir. Kişinin öğretmen olabilmesi için öğretmen yetiştiren bir okulu bitirmesi gerekir. İlkokullarda öğretmen Sınıf Öğretmenidir. Sınıfın bütün derslerini aynı öğretmen okutur. Ortaokul ve Liselerde ders öğretmenliği vardır. Meslek okullarında dersler özel şekilde yetiştirilmiş meslek öğretmenleri tarafından işlenir.
 
Eskiden öğretmene "Muallim", öğretmen yetiştiren okula da "Muallim Mektebi" denirdi. Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848'de açıldı.
 
Osmanlı İmparatorluğu döneminde eğitime ve öğretime önem verilmiyordu. Az sayıda okul vardı cumhuriyetin ilanıyla birlikte yurdumuzun her yanına yeni yeni okullar açıldı. Okul çağında olanlar bu okullarda okumaya başladı.
 
Atatürk, eğitimin, öğretimin yayılmasından, yaygınlaşmasından yanaydı. 1928 yılında Arap harflerinin kaldırılıp yerine bugün kullanmakta olduğumuz Türk harflerinin kabulü tüm yurtta sevinç yarattı. Halkın yeni harfleri kısa sürede öğrenip daha çok yurttaşın okur - yazar olmasını sağlamak amacıyla yoğun bir çalışma başladı. Okuma - yazmayı yaygınlaştırmak için okul çağı dışındaki yurttaşlara okuma - yazma öğreten okullar açıldı. Bunlara Millet Mektepleri adı verildi.
 
Atatürk, Ulus Okulları dediğimiz Millet Mektepleri'nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Ata'ya Ulus Okullar Başöğretmenliği sanını verdi. 24 Kasım Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
 
Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı.
 
Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda nasıl canla başla çalıştıklarını yakından izlemiştir. Yurdumuzun düşman tarafından paylaşıldığı sırada öğretmenler Öğüt Kurulları oluşturarak halka ulusal bağımsızlık, Ulusal Kurtuluş Savaşı düşüncelerini yayıyordu. Öğüt Kurulları dışında öğretmenler 14 eğitim kuruluşu ile birlikte Milli Kongre Cephesini kurdular. Milli Kongre Cephesi, düşmanların İzmir'i işgal ettikleri günlerde Sultanahmet Mitingini hazırladı. Bu mitingin konuşmacılarından çoğu öğretmenlerdi.
 
Başöğretmen Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda gösterdikleri etkinliği hep övmüştür. Atatürk yeni Türkiye'nin yaratılmasında öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk "Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir." Sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir.
Atatürk'ün 100. Doğum yıldönümü 1981 yılında, 24 Kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı.
 
Öğretmenler Günü'nde öğretmenin toplum içindeki yeri, değeri belirtilir. Öğretmen sorunları dile getirilir. Öğretmenler Günü'nde; eğitime, öğretime hizmet etmiş, saygınlık kazanmış öğretmenler anılır. Gençlerin yetişmesindeki katkıları anlatılır. Mesleğe yeni giren öğretmenler 24 Kasımda Öğretmen Andı içerek göreve başlarlar.
 
Öğretmen; yapıcı ve yaratıcıdır. İnsan haklarına saygılıdır. Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, içi insan sevgisiyle dolu bir kişidir. Atatürk; "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demekle öğretmene yüklediği sorumluluğu ve değeri anlatmıştır.
 
Öğretmenler sevgi dağıtır. İçimizi aydınlatır. Bizi doğruya yöneltir. Bilgili kişiler olmamız için çaba gösterir. Dünyayı tanıtır. Öğretmen her alanda yeniliği, yenileşmeyi savunur. Gerçekleri anlatır. Beceri ve yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. Kısaca analar doğurur, öğretmenler yetiştirir.
 
AÇIKLAMA -2-
 
Bir milletin milli, ahlâki ve kültürel yönden güçlü ve medeniyet bakımından kalkınmış olması öğretmenlerinin üstün çalışmalarına bağlıdır. Milli birlik ve beraberliğimizin teminatı öğretmenlerdir.
 
 Bizleri ham bir madde olarak ele alan öğretmenler, üzerimizde titiz, dikkatli ve sabırlı çalışmalar yaparak bizi şekillendirirler. Duygularımıza, ruhumuza, fikirlerimize ve hayata bakışımıza en güzel desenleri verirler.
 
Bize doğruyu, güzeli, iyiyi, mertliği, milli duyguları ve Atatürk ilkelerine bağlılığı öğreten öğretmenlerimizdir. Biz onların eseriyiz. Sıhhatini, nefesini, enerjisini, gençlik yıllarının hepsini bizim için harcar.
 
ÖĞRETMENİM
 
 "Öğrenci gözüyle öğretmen" adlı yarışmada birincilik ödülü alan yazı:
 
Ben bir öğretmen çocuğuyum. İlk öğretmenim de annemdir. Öbür çocuklar gibi okula başlarken yabancılık çektiğimi söyleyemem. Yaşamım okulda başlamıştı. Ancak okula başlamamla yeni bir sorun önüme çıktı. Annemi öbür çocuklarla paylaşmak zorunda kalmıştım. Evde benim üzerime kanat geren, bana bir çiçek gibi özen gösteren annem, okulda ve özellikle sınıfımızda bambaşka biri oluyor, tüm çocuklar onunmuş gibi onlara da aynı sevgiyi gösteriyordu.
 
Dahası, onların sorunlarını eve de getiriyor ve hepsiyle ayrı ayrı ilgileniyordu. Bu benim kıskançlığımı arttırıyordu. Özellikle "Ümmü" ile çok ilgileniyordu. Bu siyah saçlı, siyah gözlü, tombul yanaklı köy çocuğu pek konuşkan değildi. Teneffüslerde oyunlara da katılmazdı. İçine kapanık, sessiz bir tipti. Annem teneffüslerde "Ümmü" ile oynardı. Ümmü'nün sorununa çözüm bulabilmek için ailesi ile sıkı bir ilişki kurmuştu. Bu çalışma kısa sürede meyvesini verdi.
 
Ümmü oyunlara bizim çağırmamızı beklemeden katılıyor, çalışmaları ile de kendini gösteriyordu. Annemin sevinci sonsuzdu. Bir ödül almışçasına "Ümmü'yü kazandım" diye seviniyordu. Fakat sevinci uzun sürmedi. Talihsiz bir olay Ümmü'nün yaşantısını alt üst etti.
Soğuk bir kış günü evde yalnız kalan Ümmü, sobayı yakmak istemiş fakat yakamamış. Bakmış ki olmuyor, kızgın odunların üzerine gaz dökmüş ve kibriti yakmış. İşte ne oldu ise o zaman olmuş, sobadan fırlayan alevler Ümmü'yü sarmış. Dumanları gören komşular eve koşmuşlar. Ümmü'yü yarı baygın halde kurtarmışlar, yangını da bastırmışlar.
 
Ev kurtuldu. Fakat Ümmü geçirdiği korku nedeniyle konuşamaz oldu. Gösterildiği doktorlar Ümmü'yü ancak bir şokun konuşturabileceğini söylemişler. Annem Ümmü'yü sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmadı. Sınıfa getiriyor, onunla yine ilgileniyordu.
 
Aradan iki ay geçti. Annem kalp çarpıntısı geçirerek derste rahatsızlandı. Rengi sararıyor, nefes almakta güçlük çekiyordu. Babam bir taksi getirdi, annemi bir battaniye içinde sarsmadan arabaya yerleştiriyorlardı ki; kekeleyen bir ses işitildi. "Öğretmenim ne olur iyi ol, seni çok seviyorum." Hepimizden önce annem tanıdı sesin sahibini. Ümmü'ydü bu.
 
Annem kapalı gözlerinin ardından sızan yaşlarla, "Ah ne güzel Tanrım. Ümmü de konuştu." dedi.
 
Ben de Başöğretmen Atatürk'ümün eğitim ordusunda öğretmen olacağım. Ben de bilgisizliğin karanlığına ışık tutacağım. Yurdumun çocuklarına bilgiden taç öreceğim. Öğrencilerimin gönüllerinde yaşayacağım.
 
Özlem ÖZTUĞ
 
ÖĞRETMENLER GÜNÜ - KONUŞMA
 
SEVGİLİ ARKADAŞLAR!
 
Harf devrimini yapan Mustafa Kemal Atatürk’ümüz yeni harflerin öğretilmesi için yazı tahtasının başına geçti. Milletimize yeni harfleri öğretmek için canla başla çalışmaya başlamıştı. Bakanlar Kurulu 11 Kasım 1928 günü yaptığı bir toplantıda Atamıza “Millet Mektepleri Baş Öğretmenliği” unvanını verdi.
 
24 Kasım 1981 yılında 24 Kasım’ın her yıl öğretmenler günü olarak kutlanmasına karar verildi. Öğretmenler Gününde öğretmenlerimizin değerini, sorunlarını ve hizmetlerini hatırlar, onların emeklerini boşa çıkarmamak için gayret ederiz.
 
Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Gerçeği, daima gerçeği, yeniliği, gelişmeyi ve bilimi anlatır. Yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. Doğruluk, dürüstlük ve yardımseverlik gibi evrensel değerlere ulaşmamızı sağlar. Bize anne olur, baba olur, kardeş ve arkadaş olurlar. Dünyanın en saygın insanları olan siz öğretmenlerimizin huzurunda saygıyla eğilirim.
 
(Ev ve Sınıf Etkinlikleri Antolojisi Kitabı)
 
ÖĞRETMENLER GÜNÜ - ŞİİRLER
    
ÖĞRETMENLER GÜNÜ - GÜZEL SÖZLER
 
 Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
 Dünyanın her yanında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve en değerli varlığıdır.
 Öğretmen bir sanatkârdır, yarının temelini o attığı gibi, değerli kişilik hamuruna da biçim verir.
 Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
 Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.
 Öğretmen, geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur.
 Toplumların uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.
 Geleceğin güvencesi eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.
 
 
Meb Haberler
 
Hava Durumu
 
ANKARA İSTANBUL İZMİRmyhosting
Takvim/Saat
 
İsimler ve Anlamları
 
www.dostyurdu.com

DUYURU PANOMUZ

" YENİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA BAŞARI VE MUTLULUK BİZİMLE OLSUN


2011-2012 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILINDA DA EN ÇOK KİTAP OKUYAN İLK 5 ÖĞRENCİYE ÖDÜL UYGULAMASI DEVAM EDECEKTİR.


----------


SAYIN VELİLERİM TEST TAKİP FORMLARI GÖNDERİLMİŞTİR. KONTROL EDEREK FORMLARI TAMAMLAYIP, HER HAFTA PAZARTESİ GÜNÜ GÖNDERMENİZ RİCA OLUNUR


----------


SAYFALARIMIZ FARKLI ZAMANLARDA YENİLENMEKTEDİR. TAKİP EDİNİZ.


----------

 
Toplam 203510 ziyaretçi (443778 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol